Aldous

Hikaye

“Minoan Labirenti’nin Koruyucusu.”

Minos Labirenti’nin bir koruyucusu, krallık çöktükten sonra bile yeminini tuttu. Krallığın mirasını örtmeye çalışan davetsiz misafirleri, alışılmadık derecede büyük bir kolla bir asırdır engelledi.

Şafak Diyarı’ndan gelen efsanelere göre, Batı Çölü’ndeki Minoan Krallığı gizemli bir labirente sahiptir. Labirentin içinde devasa bir minotor heykeli bulunur ve halk bunu Minoan Krallığı’nın kutsal mekânı olarak kabul eder. Bazıları, tüm labirenti koruyan bir grup paralı asker olduğunu söyler. Krallık, çok değerli yeşim taşları üretiyordu ve bu, Minoan halkına büyük bir zenginlik getirdi. Çok kısa sürede, tüm krallık taşların büyüleyici cazibesine kapıldı. Kutsal labirenti korumakla görevli birçok paralı asker bile yozlaştı ve görevlerini terk etti. Sadece bir kişi  kaldı―Aldous, görevini asla unutmayan ve Minoan Labirenti’ni koruyan tek kişi.

Ta ki bir gün, göklerden bu toprakları cezalandırmak için bir tanrı gelene kadar. Işık ve karanlığın güçleri, tüm Minoan Krallığı’nı yok etti ve Aldous bile bu yıkımdan kaçamadı. İki akım, karanlık ve ışık enerjisi, onun bedenine doldu. Aldous öleceğini düşündü. Ancak iki enerji akımı çarpıştı ve bedeninde büyük değişikliklere neden oldu. Derisi, çoğu saldırıya direnebilen uzun siyah pullarla kaplandı ve insanların kalplerine kolayca korku salabilecek devasa büyüklükte kolları oldu.

Aldous şaşkınlığından uyandığında, halkının krallığının tamamen yok olduğunu ve gizemli labirentin bilinmeyen bir güç tarafından mühürlendiğini gördü. Geriye kalan minotorlar, Aldous’un labirenti korumaya devam etmesine karar verirken, diğerleri Şafak Diyarı’na yayılarak cevaplar aramaya başladı. Minoan Labirenti’ni mühürleyen gizemli bir gücün haberi, Abyss Krallığı’na hızla yayıldı. Bu tuhaf enerjiyi toplamak için Selena, Abyss Şeytanları’nı alarak Minoan Labirenti’nin girişine geldi―Büyük bir savaş başlamak üzereydi.