Brody

Hikaye

“Sağ eli aşınmış ve hafızasını kaybetmiş gizemli adam”

Brody hafızasını kaybetmişti ve Barren Lands’ın köyleri arasında amaçsızca dolaşıyordu, ancak kalbinde her zaman ona Şeytanları avlamasını söyleyen bir ses vardı. Sayısız savaşta, Brody yavaş yavaş geçmişini hatırlamaya başladı. Bir zamanlar, hataları yüzünden köyü Şeytanlar tarafından katledilmiş ve sağ eli de aşınmıştı. Şimdi görevini anlıyordu, etrafındaki insanları korumak için Brody her zaman yabancı bir toprakta savaşacaktı.

Arka Plan Hikayesi
Kimse Brody’nin nereden geldiğini bilmiyordu.

Bu köye ilk geldiğinde, kanlar içindeydi ve sağ eli Abyss tarafından aşınmış gibi görünüyordu. Kasvetli yüzünden kaybolduğu anlaşılıyordu. İyi kalpli köylüler onu köye almak istemedi, bu yüzden yanına biraz su ve yiyecek bıraktılar.

Uyandığında, Brody köylülerin ondan korktuğunu fark etti. Her şeyi unutmuştu, sadece zaman zaman zihninde beliren silik anılar vardı.

Tekrar tekrar gördüğü rüyada, birisi ona bağırıyordu: “Brody, acele et!” Ama ne için acele etmeliydi? Cevabını bilmiyordu.

Silik anılarında her zaman büyük bir yangın vardı. Ve sağ eli… o zamanlar oldukça normal görünüyordu. Peki ona ne oldu? Geçmişi hatırlamaya çalıştığı her seferde, Brody şiddetli bir baş ağrısı hissediyordu. Amacını bilmiyordu. Amaçsızca topraklarda dolaşıyordu. Parçalanmış anılar ve sağ kolundaki acı, onu sürekli olarak rahatsız ediyordu.

Köylüler onu bir ucube olarak görüyor ve ondan uzak duruyordu. Brody, insanların ondan korktuğunu biliyordu. O bir yabancıydı, anıları ve geçmişi olmayan biri.

Bir gün, şeytanlar tarafından kovulan bir yaşlı adam dağa doğru yanlış yola saptı. Brody fazla düşünmedi. Neredeyse tamamen içgüdüsel olarak yaşlı adamı kurtarmaya çalıştı. Vahşi şeytanlar, Brody’yi zayıf ve cılız göründüğü için umursamadı. Ancak Brody, sağ elinden güçlü bir enerji dalgası fırlattı ve şeytanları tamamen yok etti. Güç inanılmazdı, ancak Brody bu gücü her kullandığında sağ elinde dayanılmaz bir acı hissettiğini ve bu acının tüm vücuduna yayıldığını fark etti. Bu acı onu felç etmiyordu ya da savaşma gücünü elinden almıyordu. Ancak bu acı kalıcıydı ve onu kayıp geçmişini bulmaya zorluyordu.

Kurtardığı yaşlı adam, onun iyi bir genç olduğuna inandı ve köyde onunla kalmasını teklif etti. Yaşlı adamın teşvikiyle, diğer köylüler de bu sessiz gence kucak açmaya başladı. İşte o anda Brody, anıları olmasa bile, bu hissi sevdiğini fark etti: ihtiyaç duyulma hissini. Brody kendi kendine düşündü, muhtemelen bunun nedeni, ihtiyaç duyulduğunda bir amacı olduğunu hissetmesiydi.

Bu düşünce Brody’yi sakinleştirdi ve zihnindeki yükü hafifletti. Ancak o ses hala kafasında vardı, ona bağırıyordu: “Yardım et! Bana yardım et!”

Köyün koruyucusu oldu ve kısa bir süreliğine barış sağlandı. Abyss’in şeytanlarını bir dalga ardına geri püskürttü. Bu yüzden köylüler bu sessiz genci sevmeye başladı. Brody, savaştan savaşa girdikçe giderek daha da güçlendi. Ve her savaşta, geçmiş anılarına benzeyen şeyler görüyordu.

Geçmişini ortaya çıkarmak istiyordu, ancak aynı zamanda gerçekten de korkuyordu. Ona ne olmuştu?

Brody, ruhsuz bir makine gibi savaştı, ta ki Benedetta ile karşılaşana kadar. Benedetta da evsiz bir zavallıydı. Benedetta, bir grup şeytana karşı mücadele ediyordu. İşte tam o sırada Brody ortaya çıktı ve müdahale etti.

Abyss Çatlağı’nın yakınındaydılar ve sayısız şeytan portalardan çıkmaya devam ediyordu. Savaş giderek daha da şiddetlendi. Brody, köylüleri daha güvenli bir yere tahliye etti ve Benedetta ile omuz omuza savaştı.

Neredeyse zaferi kazanacakları sırada, bir grup şeytan şarap mahzenine sızdı ve Brody’nin bir zamanlar kurtardığı yaşlı adamı ele geçirdi. Brody’ye tüm köylüleri öldüreceklerini söyleyerek tehdit ettiler.

Rehin alınan köylülere bakan Brody, şiddetli bir baş ağrısı hissetti. Sağ kolunun öfkeyle yandığını hissedebiliyordu. İçindeki enerjiyi artık kontrol edemiyordu. Kimse tepki veremeden, Brody son kalan şeytanın yanına fırladı ve sağ eliyle şeytanın göğsünü delip kalbini çıkardı.

Kan gözlerini bulandırdı ve Brody, bu yoğun savaşın yarattığı aşırı acı ve yorgunluk nedeniyle bayıldı.

Silik anılar nihayet bir araya geliyordu. Yaşanan tarih asla unutulmayacaktı. Sonunda onları hatırlayacaktı.

Rüyasında Brody geçmişini gördü: bir volkanın eteğindeki bir köyde doğmuştu. Köy Abyss tarafından lanetlenmişti ve orada yaşayan insanlar hayatta kalmak için çok dikkatli olmak zorundaydı.

Brody, köydeki en iyimser gençti. Herkes onu seviyordu ve o da yardım etmek istiyordu. Saf Brody, şeytanlarla savaşabileceğini ve köyü terör ve korkudan kurtarabileceğini düşünüyordu.

Bir gün, kibirli genç bir silah aldı ve şeytanlara meydan okumaya gitti. Savaştıkça güçleniyordu. Ancak bu arada, şeytanların gerçekten de zorlu canavarlar olduğunu fark etti. Onlarla tek başına savaşamazdı.

Brody ev özlemi çekmeye başladı ve eve doğru yola çıktı. Ancak bir grup şeytanın izini köye kadar takip ettiğini fark etmedi.

Şeytanlar köyü yok etti. Bazı köylüler kendilerini savunmaya çalışırken öldürüldü, diğer köylüler ise kötü enerji tarafından bozuldu.

Brody nihayet etrafını saran şeytanları yendiğinde, çok geçti. Hayatta kalan köylülerin hepsi şeytani güç tarafından bozulmuştu ve akıllarını kaybetmeye başlamışlardı. Son insanlık kırıntılarını kaybeden köyün en yaşlı adamı, Brody’den herkesi öldürmesini istedi. Ruhsuz bir yaratık olarak bu dünyada dolaşmaktansa ölmeyi tercih ediyorlardı.

Yaşlı adam Brody’ye yaklaştı ve ona son bir kez sarıldı, gücü tükeniyordu. Bir kez daha Brody’den onlara bu iyiliği yapmasını istedi.

“İyi çocuk, seni özledik. Ve her zaman seni izleyeceğiz.”

Perişan olan Brody, köylüleri acılarından kurtardı ve ardından gölgede saklanan son şeytana yöneldi. Acı, pişmanlık ve nefret, kırılamaz bir güce dönüştü. Brody’nin sağ eli uzandı, şeytanın göğsünü deldi ve kalbini ezdi.

Şeytanın kanı Brody’nin kolunu bozdu ve ona şu an sahip olduğu gücü verdi. Bozulmayı atlatabilirdi. Ancak Brody, acı bedenini doldurana kadar bekledi ve sonunda acıdan bayıldı.

Bunu yapmanın bedelini ödeyeceğini biliyordu, çünkü düşmana vurduğu her darbe aynı acıyı tetikleyecek ve bir zamanlar yaptığı hataları ona hatırlatacaktı.

O her zaman aynıydı. Brody gözlerini tekrar açtığında, Benedetta ve köylüler onun yanındaydı. Ve ilk kez gerçekten huzur hissetti.

Sevdikleri, arkadaşları ve ailesi artık yoktu. Ve anavatanı ona asla eskisi gibi görünmeyecekti.

Ancak şans eseri, hâlâ koruyacak birileri vardı.

Brody, ikinci anavatanı için savaşmaya devam edecek.