Anasayfa / Kahramanlar / Harley

Önerilen Eşya Dizilimi

Eşyalar

Esrarlı Botlar
Akıllı Asa
Yıldırım Copu
Parlayan Asa
Cennet Tüyü
Adalet Kılıcı

Amblem

Özel Suikastçı Amblemi

Savaş Büyüsü

Pençe

Yetenekler

Sihir Ustası

Harley, sahip olduğu büyü ustalığı sayesinde Temel Saldırılarıyla ve becerileriyle vurduğu rakiplerin Büyü Direncini 2 azaltır ve kendi Saldırı Hızını 5%-10% arttırır (Bu etki 3 saniye sürer ve 10 yüke kadar birikebilir).

Harley’nin Temel Saldırıları 60 (+50%Toplam Fiziksel Saldırı) (+60%Toplam Büyü Gücü) Büyü Hasarı verir.

Hikaye

“Tehlikenin içine itilince güçleri uyanan genç büyücü, şimdi eğitim almak için Büyü Akademisi‘ne varıyor.”

Grandrock Şatosu’nun varisi Harley, sıradan yeteneklere sahipti ve babası Dük Vance tarafından hiç önemsenmiyordu. Yine de kız kardeşi Lesley ile her zaman çok yakındı. Babasının ilgisini çekmek için, büyü yeteneği varmış gibi görünmek için hünerlerini sergiledi. Ancak bu beklenmedik bir şekilde onun kaçırılmasına yol açtı. Lesley onu kurtarmak için harekete geçti ve bu kriz anında Harley’nin gerçek büyü güçleri uyandı. İkisi birlikte dışarı çıkmak için savaştı. Sonunda Lesley, Harley’yi Büyü Akademisi‘nde yaşamaya ve eğitim almaya gönderdi.

─── Büyünün Uyanışı ───
Dük Vance’in tek oğlu Harley, doğduktan kısa süre sonra annesini kaybetti. Aynı siyasi çatışmada, Lesley’nin babası (Dük’ün Muhafızlarının lideri) da Dük’ü korurken hayatını kaybetti.

Dük Vance, bu iyiliğin karşılığını vermek için Lesley’yi evlat edindi ve onu Moniyan İmparatorluğu’nun en iyi keskin nişancısı olarak yetiştirdi.

Harley ise, Vance ailesinin büyük umutlar bağladığı tek varisi olmasına rağmen, ne büyüye ne de savaşa yetenekliydi. Dük Vance ondan büyük hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse hiç ilgilenmedi. Gücünü pekiştirmek ve yeni varisler yetiştirmek için müttefiklerle evlilikler planlamaya başladı. Bu, Harley’den tamamen vazgeçmek anlamına geliyordu.

Ancak saf Harley, yetişkinlerin karmaşık dünyasını anlamıyordu ve kaygısız bir çocukluk geçiriyordu.

Harley’nin kişiliği tuhafdı. İnsanlarla oynamak yerine kendi ilgi alanlarıyla vakit geçirmeyi tercih ederdi, ama Lesley bir istisnaydı. Herkesin Lesley’den kaçındığını ve onun sürekli endişeli göründüğünü fark eden Harley, her zaman onun yanında kaldı ve onu mutlu etmek için elinden geleni yaptı.

Zamanla ikisinin bağı derinleşti. Harley, Lesley’nin ciddi görünümüne rağmen aslında özellikle kendisine karşı çok nazik olduğunu fark etti. Lesley ona karşı her zaman sabırlı ve anlayışlıydı.

Yine de Harley, babasının sevgisini umutsuzca arzuluyordu. Lesley’ye sürekli “Babamın beni sevmesini nasıl sağlarım?” diye sorardı. Lesley ise ona, Dük Vance’in onu çoktan bir kenara attığını söylemeye hiçbir zaman cesaret edemedi.

Bir gün Harley heyecanla Lesley’nin yanına koştu ve “Lesley! Ben büyü yapabiliyorum!” dedi.

Lesley şaşırdı. Bu doğruysa, Dük Vance fikrini değiştirebilirdi. “Gerçekten mi? Hemen göster bana!” dedi.

Harley gururla papyonunu düzeltti ve Lesley’nin önüne geçti. Bir şapkadan onlarca küçük kuş çıkardı, ardından şapkadan sevimli bir beyaz tavşan çekip aldı. Sonra Lesley’nin kulağının arkasından göz kamaştırıcı bir kırmızı gül çıkardı. Lesley gülümseyerek gülü aldı ve “Bu inanılmaz!” dedi.

Ancak Lesley, bunların sadece hünerli numaralar olduğunu anlamıştı. Gerçek büyü değildi.

“Ne düşünüyorsun? Babam büyü yapabildiğimi öğrenirse beni sever mi?” diye sordu Harley.

“Kesinlikle, ama yeteneğin henüz tam olgunlaşmadı. Biraz daha pratik yapmalısın,” dedi Lesley. Harley’yi üzmek istemiyordu.

Harley, Lesley’nin dediklerini mantıklı buldu ve tavşanıyla mutlu bir şekilde odasına döndü.

Sonraki günlerde Harley, herkese “büyü” gösterileri yapmaya başladı. Herkes bunun numaradan ibaret olduğunu biliyordu ama Harley’yi mutlu etmek için ses çıkarmadı. Ancak kötü niyetli kişiler, Harley’nin “büyü yapabildiği” dedikodusunu yaydı.

Fırtınalı bir gecede, Dük Vance’in siyasi rakipleri Harley’yi kaçırdı. Harley’nin numaraları gerçek bir savaşta işe yaramadı. Ağzı tıkandı, gözleri bağlandı ve karanlık bir zindana atıldı.

Kaçıranlar, Harley’yi rehin alarak Dük Vance’le pazarlık yapmak istedi. Ancak Dük Vance anlaşmayı reddetti. Harley onun için sadece bir piyondu. Lesley ise pes etmedi. İlk kez Dük’ün emirlerine karşı geldi ve zindana tek başına girdi.

Karanlıkta, Harley bir keskin nişancı tüfeğinin sesini ve Lesley’nin “Endişelenme Harley! Seni ne pahasına olursa olsun kurtaracağım!” çığlığını duydu.

Göz bandını çıkarmak için çabalayan Harley, Lesley’nin hücre kapısında durduğunu ve yaklaşan her düşmanı vurduğunu gördü. Ancak düşmanlar Lesley’yi yaralıyordu. Harley, sahte büyü numaraları yaptığı için pişman oldu. Lesley’nin ölümüne sebep olmaktan korkuyordu.

Tam o sırada, gizemli bir ok Lesley’nin sol gözünü kör etti. Harley çığlık attı ve Lesley’nin yanına gitmek istedi ama elleri kolları bağlıydı.

O anda, Harley’nin bedeninden kontrol edilemez bir güç fışkırdı. Alevler halatlarını yaktı ve Harley öfkeyle düşmanları küle çevirdi. Beklenmedik bir şekilde, gerçek bir büyü yeteneği vardı!

Sonunda ikili birlikte kuşatmayı yarıp çıktı. Lesley, Harley’yi Grandrock Şatosu‘nun kuzey limanına götürdü ve Büyü Akademisi‘ne giden bir gemiye bindirdi.

“Lesley, eve dönmüyor muyuz?” diye sordu Harley şaşkınlıkla.
“O evi seviyor musun?” diye karşılık verdi Lesley.
Harley uzun uzun düşündü ve “Seni daha çok seviyorum,” dedi.
Lesley gülümseyerek onun saçlarını okşadı: “O zaman eve dönmüyoruz. Büyü Akademisi dünyadaki tüm büyücülerin kutsal mekanı. Orada çok mutlu olacaksın.”
“Benimle gelecek misin?”
Her zaman birlikte olacağız.”

Harley, Büyü Akademisi’ne vardığında Lesley’nin yok olduğunu fark etti. Yastığının altında bir not vardı:
İyi yaşa ve seni almaya gelmemi bekle.”

Lesley, Grandrock Şatosu’na dönüp olanları Dük Vance’e anlattı. Sorumluluğu üstlenmeye hazırdı, ancak Dük ona ceza vermedi. Aksine, yardımcılarına dönüp şunu fısıldadı:
Plan değişti. Bir sonraki adımımız Harley üzerine olacak…