Hayabusa

Hikaye

“Cadia Nehir Toprakları’ndaki Scarlet Shadow’un Gölge mezhebinin lideri.”

Hayabusa, Gölge Mezhebi liderinin ikinci oğludur. Çocukluğundan beri babasının demir yumruk yönetimi altında büyüdü ve ninjutsusu hiçbir zaman abisinin seviyesine ulaşamasa da, ona karşı her zaman iyi bir arkadaş ve aile üyesi oldu. Hayabusa, abisinin Hanzo tarafından zarar gördüğünü öğrendiğinde, intikam almak ve onu avlamak için hayatının geri kalanını ninjutsu sanatında ustalaşmaya adadı…

Cadia Nehir Toprakları’nın kuzeyinde, bir kanyon içinde yoğun bir orman bulunur. Etrafı estetik güzelliklerle çevrili olsa da, sert ve tehlikeli bir hava hakimdir. Sayısız şelale, beyaz ipek kumaşlar gibi akar ve sular yükseklere sıçrayarak bölgede yankılanır. Rüzgar estiğinde, sis ve kiraz çiçekleri havada süzülür—bu, ninjaların evi olan Scarlet Shadow’dur.

Yıllar önce, Büyük Ejderha olarak bilinen Cadia Nehir Toprakları savunucusunun ilk öğrencisi, Scarlet Shadow’a geldi. Bir ninja ustasıydı ve eğitimleri sayesinde fiziksel formunun sınırlarını aşan büyük bir dayanıklılık elde etti. Böylece, hem fiziksel hem de ruhsal enerjileri birleştiren özel bir beceri ortaya çıkardı—ninjutsu. Onu takip edenler de dağların derinliklerindeki kanyona giderek bir köy kurdular ve kendilerine ‘ninja’ adını verdiler.

Ninja ustası öldükten sonra, Scarlet Shadow’daki ninjalar, ninjutsu anlayışlarındaki farklılıklar nedeniyle iki mezhebe ayrıldı: biri Scarlet Mezhebi, diğeri ise Gölge Mezhebi olarak bilinir. İlki, her türlü ninja ekipmanını kullanmayı savunurken, ikincisi ninjutsu’nun kendisine odaklandı.

Hayabusa, Gölge Mezhebi liderinin ikinci oğlu olarak doğan bir ninjadır. İki mezhep arasında bir eğitim değişimi olarak, Scarlet Mezhebi liderinin yanında eğitim almak üzere gönderildi. Hayabusa ve Hanabi’nin birlikte büyümesi ve eğer her şey yolunda giderse, büyüdüklerinde evlenmeleri planlandı. Böylece, hem Scarlet hem de Gölge mezhepleri arasında bir bağ olacaklar, aynı zamanda birbirlerine rehin verilmiş olacaklardı…

Hayabusa, Scarlet Mezhebi’ne gönderildiğinde, ailesinin onun için hayatını planladığından habersizdi. Babası ona sert bir şekilde şöyle dedi: “Bugünden itibaren, hem Scarlet hem de Gölge mezhepleri tarafından yetiştirilecek bir öğrencisin. Abin kadar başarılı olmalısın; benim oğlum olarak geride kalmayı göze alamazsın!”

Ninjaların en büyük lideri her zaman ‘Akakage’ olarak bilinirdi ve Hayabusa’nın abisi, bir sonraki en güçlü ninja ve bir sonraki Akakage olarak görülüyordu. Genç Hayabusa için, abisinin gölgesi bir dağ kadar büyüktü ve tırmanması o kadar zordu. Ancak kendi kendine şöyle yemin etti: “Ablamın izinden gideceğim!” Bu hedefe ulaşmak için Hayabusa ciddi bir şekilde eğitime başladı ve kısa sürede diğer öğrencilerin önüne geçti. Bu durum, gururlu Hanabi üzerinde de büyük bir rekabet baskısı yarattı.

Hayabusa, bir deneme yarışmasında Hanabi’yi ilk kez yendiğinde, çocukluğu boyunca sürecek bir rakibe sahip oldu. Hanabi genellikle ona meydan okuyan bir ifadeyle bakar ve her dolunay gecesi onu kavgaya davet ederdi. Hayabusa başlangıçta biraz gergindi, ancak bir dizi zaferden sonra kendine güven kazandı. Hanabi’nin her meydan okuması yenilgiyle sonuçlandı.

Dinlenme günleri geldiğinde, Hayabusa her zaman eve koşardı, Hanabi ise soğuk bir şekilde onu izlerdi. Babası evde olmadığında, Hayabusa abisini dağa tırmanmaya veya balık tutmaya zorlardı. Ancak abisi genellikle görevden döndükten sonra tamamen yorgun olurdu. Yine de Hayabusa’nın abisinin kalbi iyiydi ve her zaman onu bir gezintiye çıkarmak için güç bulurdu—Kagura ziyarete geldiğinde ise her zaman onlara katılır ve yaramazlık yapardı.

Hayabusa, sadece abisinin yanında kaygısız bir çocuk gibi görünürdü. Ta ki bir gün, eve dönerken abisi ona şöyle söyleyene kadar: “Yola çıkmam gerekiyor. Beni tekrar görmen uzun zaman alabilir…”

Hayabusa, bir ninjanın görevi hakkında soru sorulmayacağını biliyordu. Abisinin her zamanki gülümsemesine baktı ve başını salladı.

Günler bir bir geçti. Dinlenme günleri geldi ve geçti, ancak Hayabusa abisinden hiçbir haber alamadı. Yavaş yavaş, artık bir aile üyesinin eksik olduğu bir evde yaşamaya alıştı ve Kagura’ya bakacak büyük bir abi olmaya alıştı. Ancak kalbinin derinliklerinde, her zaman abisinin dönüşünü özlüyordu—”Geri dön!” diye düşünüyordu; “Ne kadar büyüdüğümü gör. Artık neredeyse senin kadar iyi oluyorum…”

Bir gün, Hayabusa aniden eve çağrıldı. Babasının yüzü bitkin bir haldeydi ve Hayabusa’ya şöyle dedi: “Abinin görevi artık senin sırtında. Artık benim tek oğlumsun.”

Dünyası başına yıkılmış gibi hissetti, ancak Hayabusa Scarlet Shadow’da bir skandalın farkına vardı: İlk Akakage, eğitimlerde kullanılmak üzere bir gölge rakip yaratmak için gizli sanatlar kullanmış ve bu varlık bilinç kazanarak onu yutmuştu. Felaket bunu takip etti. Sonunda Demon Pneuma mühürlendi, ancak bilincinin bir kısmı kaçmayı başardı ve zamanın Gölgesi olan ninja dahisi Hanzo’nun kontrolünü ele geçirdi. Hanzo, şeytani bir forma büründü, Scarlet Shadow hazinelerini çaldı ve bir katliam yaptı, ardından kaçtı.

Hanzo’nun bu ihaneti, Gölgeler için büyük bir utanç kaynağı oldu. Sayısız ninja elit, bu tehlikeli hedefi ortadan kaldırmak için görevlendirildi, ancak her biri başarısız oldu—ve Hayabusa’nın abisi de bu uğurda feda edilen son kişi oldu.

Bu sırada Hayabusa artık bir gençti. Her ayın dolunay gecesinde, yarışma düzenlendiğinde, Hanabi ile birlikte yüksek çatılara uzanır ve ayı seyrederlerdi. Bazen Hanabi ona bir bakış atar ve “Scarlet lideri olacağım” derdi. Hayabusa da şöyle derdi: “O adamı bulacağım”—o şeytani Hanzo’yu bulacak, abisinin görevini tamamlayacak ve onun yerine Akakage olacaktı!

Ergenlik töreni günü, tam da dolunay gecesine denk geldi. Hayabusa, Hanzo’nun Cadia Nehir Toprakları’nın ötesinde göründüğünü duydu ve Scarlet Shadow’a veda etme zamanının geldiğini anladı…

Geleneksel olarak, bu gece Hanabi ile çatılarda birbirlerini test edeceklerdi. Ancak bu onun ergenlik töreniydi; hiç gelir miydi? Çocukluk arkadaşı olduğu için, ona veda etmesi gerektiğini hissetti…

Çantasını toplayan Hayabusa, duygusal bir karmaşa içinde yola çıktı. Daha birkaç adım atmıştı ki, yoğun yağmur ve sis aniden durdu, bir Seimei Şemsiyesi tarafından engellendi. Kagura ona yaklaştı ve “Hayabusa, ben de seninle gelmek istiyorum!” dedi.

Hayabusa ona parmağını salladı—”Dinle! Bu bir oyun değil, eğlenmek için yola çıkmıyorum!”

Tam o sırada, göz kamaştırıcı bir şimşek çaktı ve Hayabusa, Hanabi’nin tökezlediğini gördü. Yüzü bembeyazdı. Hiç düşünmeden, ıslak Hanabi’ye şemsiyeyi uzattı, ancak Hanabi onu hiç görmemiş gibi hızla yanından geçti. Hazırladığı veda sözlerini yutmak zorunda kaldı. O gece, Hayabusa çocukluğuna veda etti: “Elveda, Hanabi. Elveda, Scarlet Shadow… Yolculuğuma çıkacağım, en zorlu eğitimlerden geçeceğim, çünkü atalarımdan daha güçlü olmalıyım—Hanzo! Seni bulacağım ve seni yeneceğim!

“Akakage olmalıyım!”