Selena

Hikaye

“Abyss’e düşen Karanlık Elf kızı.”
Karanlık Elf Selena, çocukluğundan beri ablası Karina’ya bağımlıydı. Selena, ablasının koruması altında masum doğasını korudu, ta ki ablası Karina’nın onun için yaptığı kirli işleri keşfedene kadar. Ablası için bir yük haline geldiğini düşündü. Daha fazla güç kazanmak için kendini Abyss’e adadı, ancak tamamen Abyss tarafından kontrol edilmek istemedi ve sonunda korkunç bir şeytana dönüştü.

Moniyan İmparatorluğu’nun güneyinde, dipsiz bir uçurum uzanır. Bu çorak manzaraya oyulmuş gibi duran bu uçurum, Şafak Diyarı’na keskin bir bıçakla açılmış bir yara izi gibidir. İnsanlar buna Gölge Abyss’i derler.

Bu efsanevi uçurumun dibinde mühürlenmiş olan, Şafak Diyarı’nın en korkunç şeytanı yatar—Abyss Hâkimi. Ancak mühür yavaşça zayıflarken, Abyss’in iradesi giderek güçlenir.

Uçurumun dibindeki şeytanlar, karanlığın gücünü artırmak için durmaksızın planlar kurar ve yanıltılmış inananları, kötü amaçları için kurbanlar sunmaya ikna ederler. Bu kurbanları, en saf karanlık enerjiden oluşan ve avını yutmak için karanlıkta bekleyen bir canavar olan ‘Abyss Şeytanı’nı beslemek için kullanırlar.

Genç bir Karanlık Elf olan Selena, fanatikler tarafından karanlık enerji karşılığında Gölge Abyss’ine kurban edildi. Elfler, Abyss Şeytanı’nın en sevdiği kurbanlar olduğu için, Selena hemen şeytanlar tarafından sunuldu. Abyss Şeytanı, çılgınca Selena’nın içine girdi ve şiddetli acı ile umutsuzluk, genç Elf kızının bedeninin her köşesine yayıldı. Tam karanlık büyü tarafından yutulmak üzereyken, bir mucize gerçekleşti—sıcak bir mavi ışık kızı sardı ve karanlık Abyss büyüsü ile bu gizemli güç, onun narin genç bedeninde vahşi bir savaşa başladı.

Selena uyandığında, kendini uçurumun derinliklerinde buldu. Artık teni gizemli bir mavi tonundaydı ve lavanta renkli gözleri kızıl bir parıltıyla doluydu. Abyss Şeytanı ise sessizce yanında yatıyordu.

Abyss’in şeytanları, az önce olanları anlamaya çalışıyordu. Ancak bilmedikleri bir şey vardı: Abyss’in iradesi gelmişti. Bu kız derinden seviliyordu ve bu sevgi onu karanlık tarafından yutulmaktan korumuştu. Abyss ve Ay Tanrıçası—bu iki zıt güç, onun bedeninde bir dengeye ulaşmıştı. Şeytanların zihinlerinde yankılanan antik, ağır bir ses şöyle dedi: “Bu kızı bana bırakın. O, Gölge Abyss’in en güçlü savaşçısı olacak!” Şeytanlar, Abyss’in emrine uydu ve onu orada bıraktı. Selena, Abyss Şeytanı yanında olarak Abyss’in şeytan sakinlerinin önüne çıktığında, geçmişini tamamen unutmuştu.

Abyss’i ustaca manipüle ederek karanlık büyüyü serbest bırakabildiğini fark etti; düşmanlarını paramparça edebilen bir şeytandı. Gölge Abyss’in iradesi, onu kendi sesi olarak atadı ve şeytan sakinlerini yönetme görevini verdi. Gururlu Kan Büyüsü Kraliçesi bile bu genç Karanlık Elf kızını gördüğünde tedirgin olmaya başladı, sadece Abyss’in onu seçmiş olmasından değil, aynı zamanda Alice, bu sevimli ve yaramaz görünümlü gencin içinde yatan korkunç gücü hissedebiliyordu.